Spacker ile Röportaj – Konuk: Archurahl
Spacker ile Röportaj’ın bu bölümdeki konuğu Archurahl grubu oluyor. Archurahl solo bir Depressed Pure Black Metal grubu. Sorulara geçelim.
…
1- ‘Archurahl’ ismi ne anlama geliyor ve neden bunu seçtin?
:Arçura bir mitolojik karakterdir. Türk ve Çuvaş mitolojisinde yer alan “şeytani” bir orman cinidir. Arçura ve Arçuray olarak anılan bu mitolojik karakterin ismini olduğu gibi almak istemedim ve ‘Archurahl’ olarak değiştirdim. Bu ismi seçmemde özel bir neden yok açıkçası. Mitolojiyi severim ve ismimi bir Türk mitolojisinde geçen bir karakterden almak istedim diyebilirim.
2-Şarkılarında neden Türkçe sözlere çok çok az yer veriyorsun?
:Türkçe sözlere yer vermememin özel bir sebebi yok aslında. Yakında Türkçe şarkılar gelecektir. Yeni şeyler hep deneyeceğim. Hatta Moğol arkadaşlarımın yardımıyla Moğolca sözlere sahip olan şarkım bile var. (Fear Of Humanity)
3-Tek kişilik bir grup olmanın avantaj ve dezavantajları neler?
:Avantajı benim için çok fazla. Ben bir grup ile çalışabileceğimi pek sanmıyorum. Grubun içinde olan liderlik yarışları, uyum sağlayamama, ortak nokta bulamama gibi problemleri yaşamak istemiyorum. Solo proje olmanın bana sağladığı en büyük avantaj kendimi olduğum gibi, doğrudan ifade edebiliyor olmam. Serbest bir şekilde karar verip bunu uygulayabiliyorum. Bunlar güzel şeyler. Dezavantaj olarak görebileceğiniz şeyler elbette var. Gitar, bateri, piyano, keman, vokal ve çeşitli enstrümanları kendim kayıt alıyorum. Yorucu olabiliyor; fakat ben bunu dezavantaj olarak görmüyorum.
4-Özgün olduğunu düşünüyor musun?
:Elimden geldiğince özgün olmaya çalışıyorum. Üretim aşamasında etkilenilen gruplar, sanatçılar elbette oluyor fakat ben Deniz’im ve bu müzik benim eserim. Sadece hislerim ile hareket ediyorum bir şarkı üzerinde çalışırken. Bu bağlamda oldukça özgün olduğumu düşünüyorum.
5-Nihilistic Black Metal ve Nihilizm nedir?
:Nihilizm, genel geçer bilgileri, kalıplaşmış ahlakı, değerleri ve varlığı reddetme veya sorgulama üzerine inşa edilmiş bir felsefi görüştür. En üst değerlerin değersizleşmesidir. Nihilistik Black Metal ise sözlerinde bu felsefeyi içeren karamsar ve kasvet dolu bir müzik türüdür.
6-Nihilizmi ideolojin olarak mı görüyorsun?
:Bir felsefeyi basite indirgemek çok yanlış olur. O felsefeyi didik didik incelemek gerekir, sindirmeyi denemek gerekir. Felsefenin bahsettiği şeyi anlamak zordur herkes kendince bir yorum katarak anlar. Düşünürlerin kitaplarında yer verdiği ideolojiyi benimsemek, onu sindirmek zordur; özellikle de bu felsefe nihilizm ise. Müziğimi nihilist duygular ile oluşturuyorum. “Değerli” diyebileceğimiz bir değer görmüyorum. Yazarın bahsettiği gibi “Kişi yarı zamanlı bir nihilist olamaz.” -Albert Camus
7-Saf Black Metal’in olmazsa olmazı kirli kayıt mıdır?
:Elbette tek olmazsa olmazıdır diyemem, sonuçta bu müziği oluşturan bir çok faktör var. Bakacak olursak saf black metal dediğimiz tür, zamanında alınan amatör kayıtlar sonucu kirli sounda sahip bir tür. Teknolojinin ve dönemin imkanlarının yetersiz olması sebebiyle böyle bir sound elde edilip adına pure black metal dendiyse eğer, sene 2090 olsa bile o soundu çok fazla kurcalamamalı sanatçı. Değiştirmemeli. Eğer değiştirirse pure black Metal olmaz. Dolayısıyla özünde kirli olan bir müziği çok fazla temizlememek lazım. O öyle güzeldir. Tasvir edilenler en iyi o şekilde aktarılabilir çünkü.
8-İdol olarak gördüğün veya saygu duyup benimsediğin birisi var mı?
:Scott Conner’ın müzikal anlamda gerçekten idol alınabilecek bir müzisyen olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra benimsediğim birkaç grup var; Bathory, Darkthrone, Nocturnal Depression ve Horna bunlardan bazıları. Unutmadan söyleyeyim; küçüklüğümden beri büyük bir Cem Karaca sevgim vardır. Kendisinin yeri çok ayrı bende. Felsefi yanı bir yana, Friedrich Nietzsche’nin bestelerini de çok severim.
9-Dinlediğin ilk grubu hatırlıyor musun?
:Evet, hatırlıyorum; Amon Amarth, Death İn Fire (Summer breeze 2007). Abim dinlemişti ve o günden beri beynimin bir tarafında yer etmiş bir şarkıdır.
10-En beğendiğin grup hangisi?
:Darkthrone, Bathory ve Horna’yı çok severim. Xasthur, Urfaust, Korgonthurus, Ragnarok, Urgehal ve Mork severek dinlediğim gruplar arasındadır.
Sadece black metal dinlemiyorum elbette. Dark Prisson Massacre, Slaughter to Prevail, Cannibal Corpse, Epicardioctomy, Guttural Slug, Party Cannon, Last Days of Humanity ve daha nicesi black metal harici sevdiğim gruplardır.
11-En beğendiğin albüm hangisi?
:A blaze in the northern sky baş tacıdır. Diabolical Fullmoon Mysticsm, Deathcade, Black Metal ist Krieg…
12-Kendi şarkılarından en çok hangisini beğeniyorsun, senin için en özel olanı hangisi?
:Hepsi özel aslında ama Maybe this Efforts Are All In Vain parçamda olan ve 4. dakikada başlayan riffi çok seviyorum. Aceleye geldiğini düşünüyorum, o yüzden bir daha kaydedecegim ileride. En özel olan şarkı Maybe this Efforts Are All In Vain; fakat kesinlikle tekrar kaydedilmeyi hakediyor.
13-Sözlerinin ilham kaynağı ne?
:Dünyanın nefret dolu, karanlık tarafını asla unutmuyorum. Bu dünyada yaşıyorum ve bu dünyayı tasvir ediyorum. Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin çok benimsedigim bir sözü var “Nefrete sevgiden fazla güvenirim. Çünkü, nefretin sahtesi olmaz.” İlham kaynağım tam da bu dünya.
14-Müziğe nasıl başladın?
:İlk olarak, bana hediye olarak alınan org ile başladım sanırım. Çok basit şarkıları çalar, onları kayıt altına alırdım. Fakat sadece çalmak için değil ruhumun ihtiyacını karşılamak için müzik yapmaya bir gitar alınca başladım. Yani 5-6 sene diyebilirim. Tabii sonra adım adım ilerledi bu tutku.
15-Nihilistic Black Metal albümündeki ‘Maybe This Efforts Are All In Vain’ isimli parça, albümün son parçası ve bu parça albümün geri kalanından daha farklı bir yapıya sahip. Diğer parçalardaki depresif hava bize çaresizliği hissettiriyorken, bu parça sanki isyanı hissetirmek istiyor gibi. İlk 4 şarkıdaki ‘hayat kötü ve elden bir şey gelmez’ hissi, yerini ‘hayat ne kadar kötü olursa olsun, savaşacağız veya öleceğiz’ hissine bırakıyor. Doğru mu düşünüyorum?
:Kısmen doğru. Şarkının sözlerinde umutsuzluk had safhada. İsimden de anlaşılacağı üzere “Belki bu çabalar boşunadır.” Aslında bunu amaçladım. Şarkı diğerlerine nazaran daha hareketli ve tıpkı dediğiniz gibi bir izlenim veriyor. Fakat sözleri bu zamana kadar yazdığım en umutsuz sözler. Kimisi sizin düşündüğünüz gibi düşündü bu şarkı hakkında kimi ise çok depresif olduğunu. İşte tam olarak bunu yapmak istemiştim.
16-‘Dark Urges’ parçasında derin bir sessizlik içindeki fısıltılar ile vermek istediğin mesaj neydi?
:Bir mesaj vermek istemedim aslında. Dark Urges, gece 5 sularında kaydı tamamlanmış bir şarkı. Gördüğüm bir kabusun ardından bitirdiğim bir şarkı. Dark Urges gibi kan donduran şarkılar yapacağım.
17-Dinleyicilerinizden gelen bir soruyu sormak istiyorum, çünkü ben de aynı şeyi düşündüm: ”’Goedendag Injury’ albümünüzdeki ‘We Are Unholy’ parçasında yenilikçi bir tutum sergilediğinizi gördüm. Çok hoşuma gitti. Yeni çalışmalarınızda black metal kültürüne farklı yorumlar getirmeyi düşünüyor musunuz?”
:Black Metal’e yeni bir soluk getirmek gibi bir kaygım Yok. Evet, o şarkıda farklı bir şeyler denedim fakat bunu yaparken içinde bulunduğum psikoloji de farklıydı, iç dünyamdaki hislerim de. Ben nasıl bir ruh halindeysem şarkılarım ona göre şekilleniyor. Demek istediğim “farklı” olmak gibi bir kaygım yok fakat yenilikçi albümler yapacağım. Klasik müzik ile black metali harika bir şekilde harmanladığım parçalarım olacaktır. Bunları yaparken farklı olmaya veya black metale yeni bir soluk getirmeye çalışmıyorum. Ben sadece kendimi yansıtıyorum.
18-Bize biraz gelecek çalışmalarından, hedeflerinden bahseder misin?
:Planlarım arasında farklı vokallere yer vermek var. Farklı enstrümanlar kullanmak var. Belki en önemlisi ise albümlerin yurtdışında satışa sunulacak olması. Dünyaya Türk Black Metalini tanıtmak isterim elbette. 2022 başında bir albüm çıkarmayı düşünüyorum. İçinde farklı soundlar barındıran bir albüm. Dungeon Synth tadında parçalar olacak. Klasik müzik planlarım da var. Güzel olacağını umuyorum.
19-Son olarak, eklemek istediğin bir şey var mı?
:Müziği dinlemek yetmez, yaşamanız gerekiyor. Hissetmeniz gerekiyor. Hissetmeden dinlediğin bir eserin, kokusunu alamadığın bir çiçekten ne farkı var?
Güzel sorularınız için teşekkür ediyorum. Keyifli bir röportaj oldu. Sağlıcakla kalın.