Kaan Sinan “Rüzgar ve Yalvarış” Şiiri

Rüzgar ve Yalvarış

Hayatta kalan tüm keşler gibi kilo aldım ve yavaşladım, ve fark ettim ki hayat bir tekno tribi
Çirkinlik, kutsanmış bir sembol gibi beliriyor yüzümde, ayrıştırıcı ve azımsanmayacak bir güç
Ruhu çalınmış şiirleri arıyorum çingene pazarında, gece yarısı tezgahı, hem de arsanın tam ortasında
Yalnızken sandığımdan çok daha iyi hissediyorum ve bilirsin, bu bazen siktiriboktan bir lanettir
Hayat bir kukla sultan gibi sürüklüyor bedenimi ve olmak istediğim yerde miyim diye düşünüyorum
Antik çağın filozoflarını işitiyorum yağmurda – kükre, kükre ve birkaç yüz bin parçaya böl geceyi
Damarlarımda gezindiğini hissettiğim o tatlı karıncaları değişmezdim hiçbir kadına, genç olsaydım
Ve genç olsaydım… kim bilir… yollara düşerdim tekrar, kamburumdaki kulunçlarla birlikte
Daha az konuşur, daha az uyur, daha çok içerdim…

Ruhum, kadının parmaklarından kayıp giden ve suyun derinliklerine çöken alyans bir yüzük gibi
Dalgaların da altında artık, ve üzeri deniz haşerelerinin gezindiği kumdan kutsal bir yolla kaplı
Suratımdan fışkıran irin bile tiksiniyor benden, ve söylenip duruyor karanlığı kaybettiğimi
Ve düşünüp duruyorum bazen, kan tükürüp yere yığılırken dahi kaybolmuş sayılmazdım -diye…

Ey rüzgar! Sen ki tüm gezginlerin atası ve en yüce kaşif, sesimi duy!
Tüm bu şatafat ve bolluk benim değil, aynadaki bu materyalist köpek ve peşindekiler benim değil
Benim değil düş, soluk benim değil, bu acınası yok oluş benim değil ve benim değil senin olan
Bir kumsala götür beni, yıldızlara sormama izin ver ve arkamda dur, benim olanı alırken
Dişlerimi sızlat ve dizlerimi titret, sigaramı iç, nefesimi kes – ama benimle ol, benim olanı alırken
Kumu ve dalgaları aşmama yardım et, ve yardım et parıldayayım, tüm o güzel olan zamanlardaki gibi

likeheartlaughterwowsadangry
0
likeheartlaughterwowsadangry
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Erişim engellendi !