Islanacağız Tanrı’nın Yağmurunda
Söyleyememek delirtiyor beni
Biliyorum, zaten duymak da istemiyorsun
Söylemeye çalıştığım şeyleri
Sence biz, birbirimize çok mu uzağız
Kalbine giden o yolda kayboluyorum
Kısa bir yol da yok; engelsiz, tuzaksız
Hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum
Mesela ne tür çiçeklerden hoşlanırsın
Önemi de yok, benden çiçek beklemiyorsun
Bulsam adresini ve sana giden doğru yolu
Sapık biri mi olurum veya kötü
Hiçbir zaman bilemedim sevgiyi, doğruyu
Bu benim için bir tercih değil ki
Elimde olsaydı kalbimi imha ederdim
El demişken, ne olacak o ellerinin güzelliği
Bazen ne demem gerekiyor, bilmiyorum
Seninle konuşmak benim için çok zor
Yüzünün masumluğundan korkuyorum
İnsanların ne düşündüğünü umursamıyorum
Umarım bunları bir gün yüzüne de söylerim
İçimdeki o sıcaklığa bakılırsa seni seviyorum
AB de var, AA da var şiirde
Her satırda bizden bahsediliyor
Sarıl ve okşa saçlarımı sözlerinle
Senin sesinden duymak istiyorum
Birinin gerçekten beni sevebileceğini
Ve o kişinin sen olmasını umuyorum
Sana taparcasına bağlanacağım
Sana kavuşacağım günü iple çekiyorum
Sana bir ilkmiş gibi sarılacağım
Her gece bizim hayalimizi kuruyorum
Şu an gözünde ve kalbinde yokum belki
Ama her ağacın bir fidan olduğunu biliyorum
Her gün yağmur yağmasını diliyorum
Fidanımızın bir an büyümesi için
Bize balta saplayacakları şimdiden görüyorum
Dışarıya bakıyorum da yine kapalı hava
Yağmurun ardından açacak gökkuşağı
O zaman erişeceğiz karanlıktan aydınlığa
Gökkuşağı altında sırılsıklam olacağız
Kimsenin gücü yetmeyecek bizi kurutmaya
Sen ve ben, sonsuza kadar el ele tutuşacağız