Bartu Bölükbaşı’ndan çok değerli bir çalışma: TÜRK MİTOLOJİSİ ATLASI
“Gesar: Yokbol Başlıyor” çizgi roman albümü ve “Gesar: Tutuşan Bozkırlar” romanı ile ses getiren, kadim bozkırlardan ve Türk mitolojilerinden aldığı ilhamı çizgilere ustalıkla döken Bartu Bölükbaşı, bizleri bu sefer “Türk Mitolojisi Atlası” ile buluşturuyor. Kendine has çizgileriyle ak ve kara iyelerin, tanrıların tasvirlerini zihnimize nakşetmenin yanı sıra, zengin bir kaynak taramasına dayanarak tasavvurlarına ve nasıl inanıldıklarına da değiniyor. “Türk Mitolojisi Atlası”nı, günümüze kadar ihmal edilmiş olan Türk mitolojilerinin tasvir edilmesine, imajlaştırılmasına yönelik oldukça önemli bir atılım olarak görüyorum. Bu kıymetli çalışma, mitoloji ve tarih meraklıları kadar, özgün ilhamlar arayan kalemlerin, fırçaların ilgisini sonuna kadar hak ediyor.
– Mehmet Berk Yaltırık –
Pek çok kişinin “mitoloji” denildiği zaman “Yunan mitolojisini” düşündüğü ve “Türk mitolojisi” denildiğinde “Türk mitolojisi mi var?” dediği günler artık geride kaldı. Alanımızın önemli isimlerinin çalışmaları, özellikle Türk halk bilimi alanındaki hocalarımızın emekleri ve âcizane biz gençlerin yapmaya çalıştıklarıyla artık detaylarına kadar çalışılan bir Türk mitolojisi gerçeği var. Türk mitolojisine dair herhangi bir konuda bir nefeste en az beş kaliteli çalışmayı, belki de daha fazlasını sayabiliyoruz.
Fakat işimiz henüz bitmiş değildir. Türk mitolojisini araştırmaya devam etmekle birlikte kültürel kodlarımızı bütüncül bir şekilde ele alıp akademik bilgiye ek olarak uygulamalı alanlarda da üretimi sağlamak önem arz etmektedir. Türk mitolojisinin dününü ve bugününü, tüm coğrafî bölgelerini ve aynı kökten beslenen “gölgelice kaba ağaç❞ olarak her biri farklı güzellikteki dallarını ayırt etmeden bu zengin birikimimizi değerlendirmemiz hayatî değere sahiptir. İşte bu çalışma, bu hayatî değer için atılmış önemli bir adımdır. Bartu Bölükbaşı’nın sözden görsele dönüştürdüğü Türk mitolojisi daha sonraki eserler için de bir nefeste sayabileceğimiz kaliteli eserlerden biridir. Çorbada bir fiske dahi tuzumuz olduysa ne âlâ. Kutlu olsun.”
-Seçkin Sarpkaya